IMF ve Ekonominin Güvenliği

14 Şubat 2002 Perşembe, Silahlı Kuvvetler Akademisi'nde olağan konferansımda bana yöneltilen, biraz da ironi içeren sorulardan biri, güvenliğin ekonomisi için dersler olduğu ancak, ekonominin güvenliği için neler yapılabileceği konusunda kaynak olup olmadığıydı? Ne yazık ki, ekonomiyi güvensiz ellerden ve kararlardan koruyabilecek bir rehber yok.

Devamı...

İhracatçı İle Türkiye Ne Zaman Birlikte Kazanacaklar?

Bugünlerde herkes ihracata dayalı büyüme modelini konuşuyor. Özellikle makro iktisatçılar ihracatı standart bir olgu olarak algılıyorlar ve yeni keşfedilmiş bir hedef gibi gösterip, ihracatçıların kur eleştirilerine arka çıkıyorlar. Bütün ülkelerin uluslararası pazarlarda mal ve hizmetlerini pazarlaması ve ihracat gelirleriyle büyümeleri öncelikli hedefleridir. Ancak, gelişmiş ülkelerin ihracatları ile gelişmekte olan ülkelerin ihracatları aynı sonucu doğurmamaktadır. Nihai tüketiciye malını ihraç edenler gelişmiş ülkelerdir. Bu avantajlarını, sahip oldukları markalar sayesinde elde ederler. Pazar fiyatlarını ve kalite standartlarını belirlerler. Gelişmekte olan ülkeler ise bu prosesin fason üreticileri olarak marka sahiplerine ürün üretmek için yarışırlar.

Devamı...

Yönetim Muhasebesi

Türkiye'de kurumların, işletme fonksiyonlarını doğru algıladıkları ve uyguladıkları söylenemez. Bir çok kurumda, muhasebe de halen kayıt aşamasından bilgi üretme aşamasına geçememiş fonksiyonlardan biridir.

Kurumlar, muhasebe dalındaki sahaya duyarlı akademik gelişmeleri takip etmiyorlar. Kurum içi eğitime ayrılan bütçeler göz önüne alındığında, kişisel çabalarıyla kendilerini yenileyebilen az sayıdaki muhasebe yöneticilerini saymazsak, akademik gelişmelerin sahaya yansıtılma olasılığının ne kadar zayıf olduğu anlaşılır.

Devamı...

Komedi Türkiye İkinci Perde ve Olmayan Bankacılık Sektörü

Komedi Türkiye'nin birinci perdesini 02.03.2001'de yazmıştım. Türkiye ekonomisinin illüzyon olduğunu söylemiştim. İşte ispatı: Türkiye'nin bankacılık sektörü de illüzyon. Adına banka denilen kurumlar, yıllarca reel sektöre özürlü, devletin borçlanma aracı olarak kurgulanmış, kamu kağıtlarının veznesi olarak çalışmışlardır. Devlet, bankalar eliyle toplumun tasarruflarını sömürmüş, bankalarda bu işlemler üzerinden kazandığı komisyonlarla yan gelip yatmışlardır. Bu tatlı kazanca işini bilenler (!) aday olmuşlardır. Kendinden menkul icazet kriterleriyle hükümetler bankaları, bankalar hükümetleri kullanıp, geçinip gider olmuşlardır. Şubat 2001'de saltanat kayığı devrilince de ağamın eğlencesi bitmiştir. Bitmiştir de, sonrası......., evlere şenlik.

Devamı...

Daha İyi Var, Mükemmel Yok

Ülkeleri, yaşam koşulları açısından daha iyi, iyi ya da kötüyü yansıtan farklı özellikler altında sınıflayabiliriz. Gelişmiş, gelişmekte olan, gelişmemiş ülkeler. Değer üreten, ürün üreten, üretemeyen ülkeler. Teknoloji üreten, satın alan, alamayan ülkeler. Eğiten, eğitilen, eğitilemeyen ülkeler. Kredi veren, kredi alan, kredi alamayan ülkeler. Demokrat olan, olmaya çalışan, olamayan ülkeler. Bu örnekleri çoğalttığımızda aşağıda açıkladığım gibi daha iyi, iyi ve kötülerin aynı yerlerde toplandığını görürüz.

Devamı...