Piyasa ekonomisi uzun süre önce açmaza düştü. 2007 Global finans krizine neden olan süreçte rayından çıkan piyasa ekonomisi; 2007 sonrası düzeltme döneminde kontrollü (bilinçli) aykırılıklar ve yine PANDEMİ döneminde zorunlu (bilinçli) müdahaleler ve sözde serbest pazar ekonomisi uygulayan ülkelerin içine düştükleri her zorlukta başvurdukları (bilinçli ya da bilinçsiz) kuralsızlıklar ile yerleşik vasıflarından giderek uzaklaştı.
Reklam kendini yok ediyor sözüne yüklenecek anlamı sizlere bırakmak istiyorum. İçinde bulunduğumuz veri yüzyılında(1), araçları değişen ama misyonu değişmeyen bir kavramın, araç amaçlı davranışlarla nasıl rayından çıkarıldığının görülmesini istiyorum.
Anglosakson literatürde “promotion” olarak ifade edilen ve pazarlama karışımı içerisinde “tutundurma” olarak karşılık bulan pazarlama iletişimi faaliyetleri içerisindeki reklamın tanımı kadar tartışmalı bir kavram az bulunur.
Yoksulluk Tuzağını(1) 2004’de aynı isimle yayınlanan kitabımda “Kapalı Toplum Kapalı Ekonomi” olarak betimlemiş ve kapak görseli olarak kullandığım kukla görseli ile de kapalı rejimlere gönderme yapmak istemiştim. Açık Toplum ve Açık Ekonomi anlayışının hâkim olduğu, birbirinden bağımsız yazılarıma da kitapta yer vermiştim.
Geldiğimiz noktada, dünya eksik demokrasi ve eksik rekabet koşulları ile her biri kendinden menkul Açık Toplum ve Açık Ekonomi uygulamaları ile çevrelenmiştir. Demokrasi ve piyasa ekonomisi başlıkları altında yer alan kavramsal karşılıkların amacından ve özünden saptırıldığı çok sayıda örnekle elde edilen sonuçlar değişmemiştir. Sadece, küreselleşme ve teknoloji işbirliği ile kukla oynatıcılar değişmiştir.
Kapitalizmin krizde olduğu küresel ekonomide, iş dünyasının ve siyasetçilerin sıradan insanlar için yeterince kaygılandıkları ve çalıştıkları söylenemez.
Küresel Şirketler, küresel imkânlardan yetenekleri ölçüsünde yararlanırken, eş zamanlı kişiselleştirmeye çalışarak çıkarlarını tekelleştiriyorlar. Yaptıkları lobi çalışmalarıyla yasal düzenlemeleri de (Regülasyonlar) etkileyerek elde ettikleri avantajları sürdürebiliyorlar.
20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan Bilgi Çağı 90’lardan sonra Bilişim Çağı olarak anılmaktadır. 21. Yüzyıl için ‘Veri Yüzyılı’ tanımlaması yanlış olmayacaktır.
Veri; zihinsel faaliyetlerin ilk erişim halkası olarak kabul edilir. Büyük veri içerisinden, önceden oluşturulmuş son tahlil tablosuna uygun “doğru, yararlı ve güvenli” veriyi “toplama, derleme ve analiz etme” sürecinin ilk (ham) aşamasıdır(1).