Marka yaratmak; basit anlamda, tüketicilerin beyinlerinde öngörülen imgeye sahip olabilmek için planlı çalışma yapmak demektir. Çalışmasan da tesadüflere terk edilmiş bir imge oluşur. Amaç, imgenin hedeflendiği gibi algılanmasını sağlamaktır. Süreç; marka yaratmak isteyen kurumun kültürüne, felsefesine ve kimliğine yatırım yaptığı ve pazarına yansıttığı “stratejik dizayn” çalışmalarını içerir ve kurum var oldukça devam eder.
Hükümet, 2004 yılından sonra IMF’e ihtiyaçları olmayacağını ifade etti. IMF’e neden ihtiyacımız olduğu düşünüldüğünde, öngörülen tarihin gerçekçi olmaktan uzak bir hedef olduğu kolayca anlaşılır. Hükümet, IMF’e olan ihtiyacımız devam etmesine karşın 2004’ den sonra kendileriyle yeniden anlaşma yapmayacağız demek istiyorsa, bunu farklı söylemesi gerekir.
Yıllarca Merkez Bankası’ nın bağımsızlığının önemi üzerinde durdum ve serbest piyasa ekonomisinden söz edebilmek için Merkez Bankası’ nın bağımsızlığının temel kriterlerden biri olduğunu yazdım. Geçtiğimiz hafta faiz indirimi konusunda yaşananlar benim gibi düşünenlerin ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.
Devletçi ekonomistler geçmişte yaşananlardan ders almışa benzemiyorlar. Ekonomide yaşanan olumsuzlukları, kurallarını bir türlü öğrenemedikleri serbest pazar ekonomisine fatura etmeye devam ediyorlar. Her zamanki şiirsel üsluplarıyla yayınladıkları, kapalı toplum yaşamını özleyen ve öneren tebliğlerinde, serbest pazar ekonomisini savunanları da topluma duyarsız olarak göstermekten kaçınmıyorlar. İyi niyetlerinden şüphe etmediğim bu arkadaşlara, fırsat bulduğum her platformda dile getirmeye çalıştığım gerçekleri tekrar yazmam da yarar görüyorum.