IMF
Hükümet, 2004 yılından sonra IMF’e ihtiyaçları olmayacağını ifade etti. IMF’e neden ihtiyacımız olduğu düşünüldüğünde, öngörülen tarihin gerçekçi olmaktan uzak bir hedef olduğu kolayca anlaşılır. Hükümet, IMF’e olan ihtiyacımız devam etmesine karşın 2004’ den sonra kendileriyle yeniden anlaşma yapmayacağız demek istiyorsa, bunu farklı söylemesi gerekir.
Türkiye’nin ekonomik alanda gerçekleştirmeye çalıştığı reformların tamamı IMF’in sayesinde (dayatmasıyla) yapılmaktadır. Başka bir deyişle, IMF programı uygulamaya alınmadan söz konusu reformlar yapılmamış, yapılmadığı için de IMF’in desteğine muhtaç bir ortam ortaya çıkmıştır.
Reformlar, ekonomiye katkısı uygulama sürecinde görülebilecek, henüz kültürü oluşmamış değişimlerdir. Sözkonusu değişimlerin hangileri yasalaşmış, hangileri uygulanmış, hangilerinden beklenen sonuçlar elde edilmiş de Türkiye’nin 2004’ den sonra IMF’e olan ihtiyacı ortadan kalkmış ?
Türkiye’de enflasyon oranları OECD normlarına mı geriledi? Reel faizler %10’ ların altına mı indi? Gereken yatırım iklimi oluştu da doğrudan yabancı sermaye akınına mı uğradık? İç borç stoku sürdürülebilir olarak GSMH’ nın %60’ının altına mı düştü? Dış piyasalarda Türkiye tahvillerine düşük faizlerle yatırım yapmak için yarış mı başladı? Her geçen gün yolsuzlukların ne boyutlara ulaştığına dair yeni bilgiler havada uçuşurken, Türkiye ekonomisi için güvenilirlik notları “a” ya mı çıktı? Ya da gereken yasaları çıkaramadığımız için 5. gözden geçirme görüşmeleri sonunda serbest bırakılacak 500 Milyon usd (!) yi alamazken, bu yazdıklarımın rüyası mı görüldü?
Ekonomik açıdan hiçbir tutarlı referansa dayanmayan bu hedef olsa, olsa politiktir. Buna yapılacak tek yorum; hoş geldin popülizmdir. Bu nevi, gerekçeleri teknik olarak açıklanamayan hedefler bazı çevrelerde prim yapabilir. Ancak, etkin ve akılcı çevreler için yeni endişelere yol açar. Henüz kriz ortamından kurtulamayan Türkiye’de, piyasaların içi boş ya da teknik desteğini bulamamış açıklamalara karşı hassas olduğu unutulmamalıdır. Yapısal değişimler gerçekleştiğinde ve sonuçları alınmaya başlandığında, IMF’in üstlendiği misyon kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Piyasalar, o günün geldiğini, halen IMF’e olan ihtiyacımızın devam ettiğini gösterdiği gibi gösterir.
IMF ile çalışmak istemiyorsak yapılacak basittir. IMF ile birlikte hazırladığımız niyet mektubunda yer alan reformların gerçekleştirilmesi, uygulanması ve IMF olmadan bunların yapılacağına dair iç ve dış çevrelerin ikna edilmesi gerekir. IMF olmadan bunlar yapılabilir mi? IMF olmadan bunların yapılacağına finans çevreleri inandırılabilir mi?
ABD Hazinesine, 8.5 milyar usd’lik kredinin ön koşulu olarak ileri sürdüğü IMF’in gereksizliğini kabul ettirmeye çalışarak bunu öğrenebilirsiniz. Lütfen, cevapları ayaklarımızı yere basarak verelim.