Doğruları Söyleyip Yanlışları Yapmak
Türkiye’de ne hukukun, ne de demokrasinin Avrupa Birliği standartlarında üstün kılınacağı bir yaşam düzeyi ufukta yok. Yalnızca, sözünü ettiğimiz kavramlarla henüz tanışmamış ya da kıyısında duran gelişmemiş ülkelere görece elde edilmiş olumlu farklılıklar var. Ulu önder Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu yıllarda temelleri atılmış ve o günden bugüne ilerlediği de şüpheli farklılıklar.
Şimdilerde sıkça söylenen Avrupa Birliği Adaylığı sürecinde Kopenhag Kriterlerinin devlet politikası olacağıdır. Sokaktaki adamın hem siyasal, hem ekonomik özgürlük sınırları genişletilecek, evrensel hukuk normları geçerli olacak, insan hakları konusunda kendinden menkul yerel kaygılarımız nedeniyle bize özel çözümler üretilmeyecek. Bu vaadler ve benzerleri tüm siyasilerin söylemlerinde yer alıyor. Medyada her gün demokrasi aşığı politikacılarımızla tanışıyor ve çocuklar gibi şenleniyoruz. Sistemimizin yarattığı ilk demokrat Cumhurbaşkanı- mızla övünüyoruz. Bugünlerde herkesin kaptanlığına aday olduğu demokrasi uçağına ulusça binmiş uçuyoruz.
Diğer yandan, çelişkilere göz atalım. Geçmiş örneklerini bırakın, sadece şu anda fona aktarılan bankaların ülkeye getirdiği zarar 500 trilyon. Hisse senetlerine sahip olanlara getirdiği zarar ise ayrı. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Turizm sektörü, geliri arttıkça batıyor. Maliyeti yüksek bir işletmenin cirosu arttıkça battığı gibi. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Tarım sektörü battı. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
İhracatçılar hep bakım istiyor, hayali ihracat oranının %33 olduğu yazılıyor. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Dünyadaki emsalleriyle rekabet edebilecek ürünlerimiz ve bir dünya markamız yok. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Teknoloji üretemiyoruz. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Gençlerimiz üniversite kapılarında, mezunları sokaklarda. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Deprem tabiatın, yaşadığımız acı sonuçları ise sahip olduğumuz gayri medeni şehirleşmenin sonuçlarıydı. Yeni acılara aday bekleşiyoruz. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Hergün yeni yolsuzluk haberleri ile olmayan kaynaklarımızı tükettiğimizi öğreniyoruz. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Hemen hergün yeni trafik kazalarının haberleri ile güne başlıyoruz. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Medya için söyleyecek söz bulamıyorum. Duayenlerin deyimiyle dibe vurmuş. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Kişi başına GSMH 3000USD’nin altında. Gelişmiş ülkelerde bu oran yaklaşık ortalama sekiz misli olduğuna göre fakirlik sınırına daha yakınız. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Her yıl mücadele etmek için türlü fedakarlıklara zorlandığımız enflasyon oranında dünya şampiyonları arasındayız. Nedeni, hükümetlerin yanlış politikaları.
Hükümetlerin mimarları kimler? Yukarıdaki doğruları söyleyip, aşağıdaki yanlışları yapanlar.
Takdir sizlerin!